Dans'et, Seyr'et


31 Aralık 2011 Cumartesi

Yapmışlar Olmuşum

Yılbaşı yılbaşı diye dolanıyoruz ya donsuz donsuz, doğum günüm yahu benim. Ne güzel doğmuşum, taksim ilkyardım hastahanesinde o gündür bu gündür hiç normal çocuk doğmadı. Hepsi sezeryan. Derkenn her yılbaşı yaptığım gibi evde geçireceğim. Biraz vodka içeceğim. Gelen güzel hediyelerimi açıp, alakalı alakasız hepsini giyip, takıp takıştırıp gezeceğim. Çok güzelim bu arada ben, bir arkadaşım geçen doğum günümde "anneye teşekkürler" demişti. Sevgili bloggerlar bende sesleniyorum burdan, bidaha denesen olmaz annemm benim gibisi.

30 Aralık 2011 Cuma

Aklımla Birlikte Bir Karış Havadayım

Beynime inşaat yapılırken, ben şantiyede harç karıyordum. Hazır betonlar hiç sağlam değildi. Malzemeden çalındı ki böyle oldum, bi hoş bişey.. Kant'ı daha az okumalı, hep o son dilimi yememeliydim. Bazen kendi rollerimde figüran kullanmalıyım. Minareye çıkıp, ezanı okumadan inen imam gibi hissediyorum. Üstüme sinen balık kokusundan, bir de derslerden nefret ediyorum. Yakama yapıştılar bırakmıyorlar. Ve şehrimi özlüyorum, içindekilerle.. Kahkaha atarak ağlıyorum.

Dırım dırım. Dıdıdıdıdı dı dıdı dımm.

Herkes dilek diledi, eksik kalmayım dimi..?


Kar yağsa, sahlep olsa, pencere olsa, sokak lambası olsa, gündüz olsa gece olsa, "O" olsa, Edith Piaf çalsa çalsa çalsa... Ah gerçek olsa !


29 Aralık 2011 Perşembe

Ağzıma Sıçan Yazı




" Masumiyet Bosnalı bir çocuğun katliamda ölmeden önce annesine sorduğu soruda saklıydı.. Çocukları küçük kurşunla öldürürler değil mi anne? "    (Alıntı)






 
Fotoğraf: Rania Matar, Savaş Fotoğrafçısı, Filistin

28 Aralık 2011 Çarşamba

Korkuyorum Telekinezi

Adadan esen rüzgarı, bütün hücrelerimde hissediyorum. Yapılması gerekeni yaptım, havayı derinden içime çektim. Kaide bu, gelenekselleşmişti, gelenekselleştirilmişti. Sonra hepsini bırakıverdim. Tabuları yıkma tabumu aktifleştirmeliydim.  Marjinal görünme telaşıyla hemen oturuşumu düzelttim. Uzaklara değil, yakınlara baktım filozoflaşmak için gelmiştim. Özgünlüğü yakalıyıp, denizde derinlere değil içimde derinlere dalmalıydım. Görünürde yan banka oturup fıstık yiyen teyze, telekinezi yapma çabamda en büyük engeldi. Sonra düşündüm, düşünecektim ya hani yoğunlaşarak. O bir objeydi, ilk onu uçurmalıydım. Fıstıklardan başlamak en iyisi gibi.. Kitlendim, gözlerimi açıp kapattım, zihnimi araladım. Önce makinalaşıp sonra kalkerlenmişti. İşe kalkerlerimden başlamalı, "obje"ye giden yoldaki fıstıkları ertelemeliydim. Kazıdım, kazıdım, kazıdım.. Gözlerimi açtığımda, gözlerim hala kapalı bilinmeyenin sonsuzluğundaydım. Korkuyordum ama geri dönmekten daha çok korkuyordum, aslında kalkerleşmekten korkuyordum. Olamaz, başladığım yerdeyim! Korkularım beni yine korkuttu.


"Korkacağımız tek şey, korkunun kendisidir." dememişdi Goethe.


Bi an kendimden korktum !

Ama geçti..

26 Aralık 2011 Pazartesi

Wristcutters: A Love Story

Bilek Kesenler: Bir Aşk Hikayesi
Her sene bir kere lavaboya koşup kanımı akıtma isteğini güdüleyen film. Bir bedende iki can öldüren film. Bir gün uyuşturucuya başlama sebebim olacak film. Uyurken uyandıran film. Çok güzelsin sen film.
Bir filme Tom Waits'le başlanır mı:S? İşte başlarsan sonunda bileklerini kesmeye hazırsındır.

Gayseriliyiz Anacım


Pastırma deyip geçme, kilosu 60 TL. Önce pastırmalık etleri ayırırsın , güzelce dinlendirirsin. Şeklini verir iplere geçirirsin. Tuzlar, baharatlar bir süre bekletip, ağırlık altında presler kan ve tuzlu sudan men edersin. 1-2 gün bekletir, çemenler, kurutursun. Çemensiz pastırma, Türk işi İtalyan pizza gibidir. Pizzayı 10 dakikada, pastırmayı 1 ayda yaparsın. Kavurmasını yersin, yumurtalısını yersin, paçangalısını yersin, yedikçe yersin. Çiğ et yenir mi dersin, patırmayı çiğde yersin.

24 Aralık 2011 Cumartesi

Diyebilirsin ki..


Zulmün arkasına sıkıştırılmış masumiyet yalanları.. Anıları defolandırmış olmanın verdiği gurur seninkisi. Oysa bilmez misin, korlanmış ateşin altında kalmak yanmanın ta kendisi.
Neden öldürüyoruz ki birbirimizi? Sonunda zaten senle ben ,birbirimiz için ölmeyecek miyiz?

Sondan başlamak belkide en iyisi..

Kib bye.



"İşte hendek işte deve ya atlarsın ya düşersin
İşte halep işte arşın ya aşarsın ya biçersin.."

23 Aralık 2011 Cuma

Kış Sendromu

Zırr zırrrrr zırrrrrrrrrrrrrrr!
Ben: Efendim :$
x: Nasılsın?
Ben: İyiyim iyiyim teşekkürler, sen? :)
x: Aman iyi. Sen niye aramıyorsun beni?
... sessizlik ...
Ben: şeyy.. Çok haklısın, hep aklımdasın ne zamandır arayım diyorum. bıla bıla, ama haklısın.
kem küm sıçış !
x: Tamam. Ben şimdi kapatıyorum, sen ararsın.
Ben: Peki:/ birazdan arayacağım seni.
x: Hayır, 2 gün sonra ara.
Ben: Nedennn?
x: Dostum şimdi ben aradım hemen sen arama, üstünden bi kaç gün geçsin. Görüşürüz. Çat !!
Ben: :O şlwskdelskd ?? :S

Not: Islandım. Acıktım. Derse geç girdim. Kursa gitmedim. Öksürüyorum. Aksırıyorum.
Ekran bana bakıyor ben ekrana. Yalnızca U2 hareketli şuan.

21 Aralık 2011 Çarşamba

French Kiss

Şimdi "Sarkozy'cim" sen niye boyundan büyük işlere kalkışıyorsun? Soykırım yoktur diyenlere 1 yıl hapis cezasıda veriyormuşsun. Cezayir sana soykırım nedir diye sormadığından mı bitleniyorsun? 2.Dünya Savaşı'ndan beri hala dötünü toplayamazken, gelip ülkeme parmak atıyorsun. 1915 Ermeni olayları diyorsun, ülkende yaşayan 500.000 Ermeni'ye peşkeş çekiyorsun. Bir de utanmadan senden uzun hatunları öpmeye yelteniyorsun. Beni durduk yere ırkçı yapıyorsun, moralimi sinirlendiriyorsun. Sonra da öpücük bekliyorsun.

20 Aralık 2011 Salı

Oi Va Voi

Soğuk, sevimsiz, antipatik İngilizleri tek sevme sebebi: Oi Va Voi
1990'larda ben daha bebe'yken kuruldu. Tabi ben büyüyüp serpilip baby olduktan sonra, adı gibi "Aman Tanrım" dedirtti. Kitlesi Türkiye'de son zamanlarda artmakla birlikte, "Oi Va Voi beni anlatıyor." diyen piyasacılar kendilerini anlatamayıpta, daha grup ne diyor, hani tınıyı veriyordan habersizce dolaşıyorlar. Bir şarkıda kendini bulabilirsin ama o şarkı seni anlatıyor anlamına gelmiyor. Pek bi tiksindim şuan senden he!

06 Ocak -  09 Ocak 2012 Babylon'da olacak; 50 TL ayakta, 35 TL öğrenci.
50 verdin diye öğrenci olmuyorsun, 35 verdin diye de oturmuyorsun. Öğrenci kimliğimi alayımda gideyim, hayrını göreyim.

Fiskos

     Salya sümüklülük ne güzeldir. Alırsın battaniyeni, çayını, mendilini, bilgisayarını.. Burnunu çeke çeke okursun her haberi. Sonra sabah programlarını izler gülünecek halimize ağlarsın. Ki bizler ağlayanı severiz, gülenin malını da ağlayana yar ederiz. 
Ağlamayan çocuğa meme vermezler,
Gök ağlamayınca yer gülmez,
Ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar, diyerekten belirteyim;
Yalnızca annemin dantelli fiskos masasından korkarım. Yanlışlıkla devirsem, darbe gibi iner annem otoriteme. Beni sümüklü mendilime sarıp, otobanda saatte 120 km ile giderken camdan tüküren amcanın arkasından fırlatır. Çok tehlikeli çok..

17 Aralık 2011 Cumartesi

16 Aralık 2011 Cuma

Siz; Ekose Kumaş Gibisiniz..

...sonra siz.

İşaret parmağıma taktığım yüzüğü hatırlattınız. Bu bir işaret mi? Parmağıma mı takmalıyım sizi? Devrik cümlelerimde mi kullanmalıyım? Gamzelerime dokundunuz..
Çalan şarkıda da siz varsınız. Şarkıyı da mı çaldınız? Ya elmacık kemikleriniz? Ara sokaklara döşenmiş mozaikler gibi..
Hiç yabancı gelmediniz bana? Ah hatırlıyorum, nefesimi rüzgara kattığım zamanda. Ben martıya bakıyordum siz martının kanadında..
Boynunuzda ki "ben"? Yanağımdan düşmüş sanki.. Ben'le asvaltta yalın ayak yürümek ister misiniz?

14 Aralık 2011 Çarşamba

10 Aralık 2011 Cumartesi

Boopsi Cola





Betty'i düşündüm bugün. Hem de ders çalışırken. Hep böyle en olmadık şeyler nedense ders çalışırken  gelir aklıma. Betty olmak istedim bugün. Wuhuu diye ıslıklar çalınsın diye değil , o seksilik ve masumluk varya.. Sonra çocuklar gibi Betty'lenmek istedim bugün. Cozutup dövmeciye koşmak.. Kola içmek istedim bugün. Hani Boopsi varya..

9 Aralık 2011 Cuma

Sen...oldun.

Sen ki Müslüm'cüğüm, gün geçtikçe dinlendikçe dinlenilesi oluyorsun..


Müslüm Gürses - Affet

Eğer seni kırdıysam
Darıl bana
Ama bir gün beni ararsan
Bak ruhuna
Birden gecem tutarsa
Güneşi çevir bana
Sevgilim bağışla
Biraz zor olsa da
Affet beni akşamüstü
Gölgem uzarken
Öğleden sonra affet
Ne zaman istersen
Affet beni gece vakti
Ay doğmuş süzülürken
Sabaha kalmadan affet
Tam ayrılık derken
Çünkü sen çölüme yağmur oldun
Sen geceme gündüz oldun
Sen canıma yoldaş oldun
Sen kışıma yorgan oldun

Ağla Yolcu ..


Yine trafik yine amcalarla teyzelerle arkadaş olan ben. Gün gelecek otobüsten inerken, onlardan ayrildiğim için cama yapışıp salya sümük ağlayacagım.

6 Aralık 2011 Salı

Kelepir Ar-Ge Aranıyooor !

     Ah bazen tutan şu cimriliğim , sonra da başıma gelmeyen kalmıyor! Kuaföre girip bi ton parayı bırakıp çıkarken biz kızlar, elektronik eşyalara gelince pek bi pintiyiz. Bu arada, elektronik eşya alımı konusun da Ar-ge görevi gören erkeklere de ayrıca sempati beslemekteyim. Her neyse.. Yaklaşık bir hafta önce, arkadaşımla Taksim'in alengirli Avm'si Demirören'de buluştuk. Ben ki "güzel taksimime, güzide pasajların, entel dükkanların arasına yapa yapa bunu mu yaptılar? Kahrolsun kapitalizm!" diye bıdı bıdı yapıp, tabi uğramayıda ihmal etmeyenlerdenim. Klasik bayan kompleksiyle dolaşıp sonunda daha önce kendimi almaya ikna etmiş olduğum için, müzik çalarların arasında buldum. Ben seçemiyor, arkadaşımda sıkılmış bir halde bana ürün satmaya çalışıyordu. Bence ona günün elemanı ödülü verilebilirdi ama bunu yakışıklı reyon görevlisine söylemeyecektim. Sonunda bana Starcom marka mp4'ü satıverdi. Yüzümde heheyy ucuza kapıverdim hemde mp4 mimikleri de seyredilesiydi. 
     Evde incelerken gülücüklerin kursağımda kalmasına şaşmamalı. Kalite kontrolü yaptırmamıştım. Türkiye'ye yeni geldi heralde ilk biz keşfettik ya da yok yok kesin Çin malıdır. Uzakdoğuda keşfedilip sonra bizim "zeki"lerimiz tarafından Türk halkına sunulan eşsiz cihaz. Tamam marka düşkünü değiliz de bu kadar düşmedik! Şarja taktım, Açıl Susam Açıl'ı denedim, küfürler ettim. Tuş kilidi sandığım düğmenin uzun bir okşayıştan sonra aç-kapa düğmesi olduğunu öğrendikten sonra utancımdan duşun altında saatlerce ağladım. Utancım kısa sürdü. Çünkü süregelen bir hafta boyunca 4.34'lük şarkıyı bana 9.52'lik yapma nezaketini aralıksız gösterdi. He şarkı ayrımı yapmamayıda unutmadı! Klasik maruz ve hoşgörülü müşteri tavrımı takınarak mağazaya gidip, başarıyla farklı marka cihaz değişimimi tamamlayıp 2 katı para verdikten sonra belirgin şekilde sivilcelerimin azaldığını görebiliyordum.
Siz siz olun ya bi ar-ge'yle takılın ya da sürü ne alıyorsa kurt zannedip kendinizi ayrılmayın emi ;)

5 Aralık 2011 Pazartesi

Johnny Depp, stop.


 
Latindi, stop. Saçları  uzun ve topluydu, stop. Kısıp gözlerini bana baktı, stop. Sonra yavaşça yaklaştı, stop. Kokusunu alabiliyordum, stop. Olà dedi, stop. Küt küt küt küt ahh kalbim, stop !