Dans'et, Seyr'et


9 Ocak 2012 Pazartesi

İlker Başbuğ Hangi Mahkeme'de Yargılanmalıdır?

Son günleri en çok sarsan olay hepimizin bildiği gibi, Eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un tutuklanmasıdır. Peki ya hangi mahkemede yargılanmalı? Tam da Yeni Anayasa Düzeni'ne çalışırken, benimde kafamı kurcaladı. Anayasa Mahkemesi'nin,  Yüce Divan sıfatıyla yargı yapma yetkisi vardır. Genelkurmay Başkanı'nın da yargı yeri bu kapsama girmektedir. Savcılık görevini de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı yapar. Kimilerine göre özel mahkemenin kurulması gerekmektedir. Ne için? Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar , Kuvvet Komutanları'nın yargı yeri Yüce Divan'ken..  Ayrıca 2010 Anayasa Değişikliğine göre; Yüce Divan kararlarına karışı bir kereye mahsus, yeniden inceleme istenebilir. Peki ya ben bu sayfaları boşuna mı ezberledim? Ya hoca sınavda bu soruyu sorarsa bu kız napar diye hiç düşünmüyorlar. Boyuna tartışsınlar. Bloguma da yazdım hazırım hocam ben, sen sorrr !

19 yorum:

  1. Dert ettiğin şeye bak, bu ''ileri demokrasi'' ülkesinde, bu soruna çözüm buluncaya dek yargılamadan içerde tutarlar, olur-biter.

    YanıtlaSil
  2. O boyutuna hiç girmek istemedim Sittirella, malum düşünce özgürlüğünün kısıtlı olduğu bir ülkede yaşıyoruz..

    YanıtlaSil
  3. Düşünmenin yasak sayıldığı ülke demek istedin sanırım...
    Ben bir gelsem Türkiyeye, beni de öperek karşılayacaklar gibime geliyor.
    Eh, avukat derdim olmayacağına göre tek derdim sigara-temiz çamaşır-kitap (Elhamdürillah serisi hemde yeşil ciltli) filan olacak gibi görünüyor :)

    YanıtlaSil
  4. Sittirella :)) sen gelme o zaman boşver bende buradan kaçış yolları arıyorum, yolluğumda hazır :) biraz para, sırt çantam, bir de kulaklık..oda arkamdan söylenenleri duymama adına :) başbakan kesin giydirecek:P

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ''Uzun zamandır kendimi, İkinci Dünya Savaşı’nın son günlerinde, 1944-45 kışının Varşova’sında sıkışmış kalmış bir Polonyalı gibi hissediyorum.
      O Varşovalı, kentin ortasından geçen Vistül Nehri’nin batı yakasında. Bulunduğu yaka Alman, karşı yaka da Sovyet ordularının işgalinde...
      Ve Sovyet orduları batı yakasını da işgal ederek onu Alman işgalinden kurtarmaya hazırlanıyor... Ne yapsın o Varşovalı? Bir işgalden kurtulduğuna mı sevinsin, başka bir işgale uğradığına mı üzülsün?'' demişti bir yazar.
      askerin vesayetinden,diktasından kurtulduğumuza mı sevinelim,yerine başka dikta kurulduğuna mı üzülelim.

      Sil
    2. Ne güzel ifade etmiş dururumuzu o yazar, ne güzel yazmışsın caresizliğimizi ah Ömer. Tabiki bu yorumunun benim için bambaşka bir anlamı daha var. Bugün 2. bir sınavımda, Yakın Dönem Diplomasi Tarihinde işte tamda bu olayı anlattım.. Batı ile Doğu kapıştı, olan bir tampon bölge olarak kullanılan Polonya'ya, Polanyalılaya oldu. Son'u daha iyi hayal etmek istiyorum. Gerçek bir son olsun istemiyorum..

      Sil
  5. ama yine de düğümleri daha net bir şekilde sağlam atılmamış, ya da atılma aşamasında yeni diktanın ve hala ümidimiz var. en azından sivil diktaya karşı sivil argümanlarla mücadele edebilirsin belki ama militarist sisteme karşı değil. iyi yöneticilerle iyi bir sona ulaşmayacağız, ne zaman ben,sen, yani biz, halkın çoğunluğu, kendisinden farklı olana saygı duymaya gerçekten başlarsak, demokrasiyi bütün saflığıyla sindirebilirsek iyi bir ülkemiz, iyi bir sonumuz olur. bu arada sınav haftasındasın her halde. başarılar :)

    YanıtlaSil
  6. Ah Ömer sorma sınav haftası olduğum kadar internetsiz de bir hafta geçirdim.. Kesin yazmışsındır dedim ki beni hayal kırıklığına uğratmadın hocam:)Bazen saatlerce siyasetçilerin konuşmasını dinlemeye çalışıyorum. Siyasalda da okuyoruz ya hani, bi yaraya merhem olur diye. Ekranın karşısında çıldırıyorum.. Yahu adam sende benim gibi vatandaş değil miydin? Haktan, özgürlükten, adaletten, eşitlikten bahsetmiyor muydun? Ne oldu da ırmağın karşı tarafına geçtin? Önceden ekmek davası yaparken, şimdi davayı kendine malzeme ettin. Kızdım bak yine ki yazdıkça yazmışımda. Gerçi dizi izlerken bile öyleyim, kaptırırım hemen kendimi. Bir rol kapıveririm izlediğim kareden:)

    YanıtlaSil
  7. insan bazen siyasi bir hareketi,partiyi hararetle destekler arzu ettiği bir ülkede yaşamak için. ben de şu son on yılda genel olarak ülkedeki siyasi değişimi destekledim ama kendimce vardığım şu noktada;en müptezel karakterlerin siyasilerde olduğunu,siyasetçilerden birşey beklemenin dünyanın en saçma şeyi olduğununu farkediyorum. umursamak istemiyorum ülkede siyasi kıyamet kopsa bile. çünkü düzenin kuralları belli. bugün mazlum olan yarın iktidarı ele gecirince zalim, zalim olan iktidarı kaybedince mazlum olacak. zalimden de mazlumdan da nefret ediyorum :) sınavların iyi gecmiştir inşllh.

    YanıtlaSil
  8. Ne güzel anlattın, benimde içimde kopan malum fırtınaları.. Bi gün bu ülkeden çıkacağım, arkadan da kapıyı kitleyeceğim :)Sınavlarım fena değildi, adettir diyip hayırlısı olsun diyelim:) Sende iyisindir umarım..

    YanıtlaSil
  9. nereye gitsen aynı sanırım:)bize içimizdeki dünyada demokrasiyi yaşamak kalıyor. sınavların için hayırlısı olsun..
    benimse kötü olmadığım kesin,iyi miyim bilmiyorum. ama iyiyim demem en makul cevap:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bak o kadar nağme yaptım kaldım anayasa hukukundan:)) bütünlemeye gireceğim:) iyiyim demek adetten diyorsun he? :)

      Sil
  10. bir dersten ilk kez kalışınsa zor:( inşallah geçersin..
    yok adetten değil aslında :) bazen sorulan nasılsın sorusuna iyiyim-kötüyüm cevabları yetmiyor. çok açıklama yapmak lazım geliyor.iyiyim demeyi tercih ettim :)

    YanıtlaSil
  11. paylaşmak istersen dinlerim, bir blogcu sıkılmaz malum dinlemekten, okumaktan :)

    YanıtlaSil
  12. haklısın :) birgün anlatabilirsem,anlatabilirsem anlatırım belki,unutmazsam tabi :) ama insan anlatacak çok şeyi olduğunda susmayı daha mı çok seviyor ne? yoksa ben tembel miyim :)

    YanıtlaSil
  13. haklısın :) tembelim ama bazen:/ şükrediyorum ki melun tembellik duygusu bütün hücrelerimi ele gecirmeden bitirebildim okulu. ama tembel değilim ben aslında. bendeki tembellik bildiğim veya bilemediğim, yaşanmış-yaşanmamış olayların,çelişik fikirlerin zihni ağırlaştırması sonucu zuhur eden bir yan etki :)

    YanıtlaSil
  14. :)) inanır mısın bende de öyle bir durum, bazen düşünmekten ya da zihnimde oluşan çelişkilerden yoruluyorum ve hiç yorma kendini, ataletin kurbanı olmak çok da fena değil gibi yine çelişik düşüncelere boğuluyorum:) bak yazarken bile böyle cümleler kurdum :)

    YanıtlaSil
  15. herkesin facebook arkadaş listesinde hergün onlarca özlü felsefi sözler falan paylaşan arkadaşlardan bolca vardır sanırım :) Mevlana'ya ait bir sözü paylaşılmış, dikkatimi çekti:''Bazen diyorum ki kendime ne olacak söyle gitsin, sonra diyorum ki kendime, söyleyince ne olacak sus bitsin''

    YanıtlaSil